BEBEK GELİŞİMİ: YÜRÜMEYİ ÖĞRENMEKTEN DUYGULARI ÖĞRENMEYE KADAR NELER DEĞİŞİR?

BEBEK GELİŞİMİ: YÜRÜMEYİ ÖĞRENMEKTEN DUYGULARI ÖĞRENMEYE KADAR NELER DEĞİŞİR?

Bebeklerin sekiz dönüm noktası tespit edilip kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır ve bu yazımızda bu 8 dönüm noktasından bahsedilecektir:

  • Kaba motor fonksiyonları
  • İnce motor fonksiyonları
  • Algı
  • Biliş
  • Sözlü iletişim
  • Sosyal ilişkiler
  • Öz-düzenleme
  • Duygusal gelişim

Kaba Motor Fonksiyonları

İlk üç yıl boyunca bebekler, vücut kontrolü çok az olan varlıklardan; yuvarlanabilen, oturabilen, emekleyebilen, ayakta durabilen ve yürüyebilen kaşifler olmaya doğru ilerler. Dengelerini korumayı, nesneleri fırlatmayı ve yakalamayı öğrenirler. Bu gerçekleştiğinde, kaba motor gelişimi başlamış olur.

Yenidoğanların fiziksel çevreleriyle etkileşime geçmek için motor refleksleri vardır. Kendi başlarına yaptıkları hareketler de mümkündür ancak henüz tam olarak bunları ayarlayamazlar.

Yaşamın ilk haftalarında bebekler, karınları üzerinde yatarken üst vücutlarını kaldırmayı öğrenmeden önce, desteksiz olarak başlarını sabit bir pozisyonda tutmayı öğrenirler. Zamanla bacakları ve kolları artık daha güçlü hale gelir ve çok geçmeden mobilyaları tutarak kendi kendilerine ayağa kalkmayı öğrenirler. Ayakta durma pozisyonuna geldiklerinde, destek olmadan dengeyi koruma alıştırması yaparlar ve sonra da yürümeye başlarlar.

İkinci yıllarında, merdiven çıkmak, geriye doğru yürümek, eğilip tekrar doğrulmak ve tek ayak üzerinde durmak gibi yeni zorluklar ararlar. Ancak çocukların başka bir önemli dönüm noktasına ulaşması genellikle üçüncü yaş günlerine kadar olmaz, o dönüm noktası da zıplamaktır.

İnce Motor Fonksiyonları

Parmak hareketlerinin ince ayarları; parmak, bilek ve kol hareketlerinin koordinasyonu, bebeklerin nesneleri etkili bir şekilde manipüle etmesine izin verir. Çizim yapmak, giyinmek veya yemek yemek için kullanılan araçları etkili bir şekilde kullanmaya başlarlar.

Yenidoğanlar kavrama refleksi ile doğarlar: tüm parmaklar, elin avucuna dokunan nesnelerin çevresini hemen kapatır. Bu şekilde farklı nesneleri yakalayan bebek, parmak pozisyonlarının bir nesnenin boyutuna ve şekline göre ayarlanması gerektiğini çabucak öğrenir.

Bebekler iki ila üç aylıkken el hareketlerini kontrol etmeye başladıklarında, nesnelerin kaymasını önlemek için baş parmağı ve diğer dört parmağını kullanmayı öğrenirler. Bir süre sonra, saç gibi çok ince nesneleri tutmak için sadece başparmak ve işaret parmağını kullanarak “makas tutuşu”nu öğrenirler.

Algı

Görme dışındaki tüm alanlardaki algı, doğduğumuz andan itibaren zaten iyi gelişmiştir. Bebekler ağrı hisseder, dokunmaya duyarlıdır ve vücut duruşundaki değişikliklere tepki verebilir. Koku ve sıvılardaki küçük farklılıkları bile koklayabilir ve tadabilirler. Ayrıca iyi duyabilirler. Farklı duyulardan gelen bilgileri nasıl birleştireceklerini çabucak öğrenirler.

Küçük bebekler ciltlerine yapılan yumuşak dokunuşuna olumlu yanıt verirken, ağrılı uyaranlara veya duruştaki ani değişikliklere olumsuz tepki verirler. Üşüdüklerinde daha fazla hareket gösterirler ve sıcak hissettiklerinde ısı kaynaklarından uzaklaşırlar. Koklamaktan veya tatmaktan hoşlanmadıkları şeylerle (örneğin, bozuk yemek) karşılaştıklarında yüz ifadelerinde tiksinti gösterirler, ancak sevdikleri şeyleri (örneğin, anne sütü) koklarken veya tadarken olumlu tepki verirler. İşitme ile ilgili olarak, özellikle tanıdık bir kişi yumuşak melodik bir şekilde konuştuğunda yine çocukta olumlu tepkiler gözlemlenir.

Bilişsel Gelişim

Bilişsel gelişim, temel becerilerle (örn., dikkat, sınıflandırma ve bellek) ve daha yüksek düzey becerilerle (örn., dil edinimi için gerekli sembolik düşünme, çok adımlı hedefler oluşturmaya yönelik araç-sonuç analizi, açıklama bulmak için gerekli nedensel akıl yürütme) ilgilidir.

Bebekler dikkatlerini nasıl kontrol edeceklerini, algıladıkları şeyleri kategorize etmeyi ve nesneleri ve olayları nasıl ezberleyeceklerini öğrenirler. Hedefe yönelik davranışı anlarlar, nesneler hakkındaki nedensel ve işlevsel bilgilerini genişletirler. Bu onların sorunları çözmelerini sağlar.

Yenidoğanlar hala dış uyaranlara otomatik olarak tepki verirken, dikkatleri yavaş yavaş iki ila altı ay arasında iyileşir. Yaşla birlikte, dikkatlerini kullanarak daha fazla odaklanır ve dikkati daha uzun süre yüksek tutabilirler.

Bebekler iki yaşına geldiklerinde başka bir dönüm noktasını geçerler ve belirli bir hedefe ulaşmak için önce başka bir şey yapmaları gerekebileceğini anlarlar. Örneğin su içmek için bardak gerektiğini öğrenirler. Aynı zamanda, jestlerin, kelimelerin veya diğer sembollerin anlamlarını yorumlamayı öğrenirler. 

Sözlü İletişim

Dili anlama, dil üretiminden önce gelir. Genel olarak, bebekler çok kısa sözlü ifadeleri anlar ve üretirler, ardından yavaş yavaş heceleri, kelimeleri ve cümleleri bir araya getirmeyi öğrenirler. Doğumdan itibaren, bebekler ana dillerini tanırlar. Sekiz aya kadar, diğer tüm dillerin ses birimlerine de duyarlı kalırlar. Daha sonra algısal daralma, düzenli olarak duymadıkları dillere karşı duyarlılık kaybına yol açar. Dokuz aylık bebekler, sürekli bir kelime akışını dinlerken kelimeleri tek tek tanımlar ve gerçek dil anlayışının ilk belirtilerini gösterir. 

İlginç bir şekilde, iki ila üç yaşındaki çocuklar hala olumsuzluk içeren cümleleri yorumlamakta zorlanır. “Yapma şunu!” komutunu anlamazken, “Şunu bırak!” derseniz anlayacaktır. Ayrıca yan ifadeler veya edilgen biçimler içeren uzun cümleleri anlamakta da zorlanırlar.

Sosyal İlişkiler

Bebekler en başından beri sosyal varlıklardır. İletişim kurar ve taklit ederler, nesneler hakkındaki bilgileri ve dikkatlerini başkalarıyla paylaşırlar, toplum yanlısı davranışlar sergilerler ve işbirliği içinde oynarlar. Bu etkileşimlerin kalitesi ve karmaşıklığı büyüdükçe artar.

Yenidoğanlar özellikle diğer insanlarla ilgilenirler ve kısa sürede sözsüz sosyal etkileşimlere girerler. Bu, bebeklerin ebeveynleri ve diğer insanlar arasında ayrım yapmasına yardımcı olur. Bebekler, ebeveynlerini güvendikleri bir üs olarak görür ve odadan ayrılırlarsa protesto ederler.

Üç ila dört aylıkken bebekler diğer insanların bakışlarını takip edebilir. Yaklaşık dokuz ila 12 ayda bu davranış her iki birey de aynı nesneye odaklandığında ortak dikkat adı verilen bir duruma yol açar.

Diğer bir sosyal öğrenme biçimi, erken çocukluk döneminde merkezi bir rol oynayan taklittir. Yeni yürümeye başlayan çocuklar, başkalarını gözlemleyerek ve taklit ederek kültürümüz hakkında çok şey öğrenirler.

Öz-Düzenleme

Öz düzenleme; dikkat, düşünceler, duygular ve ihtiyaçlar dahil olmak üzere zihinsel durumları ve davranışları düzenleme yeteneğini ifade eder. Erken çocukluk, bu dönüm noktası için kritik bir zamandır, çünkü bakıcılar yavaş yavaş yardım etmeyi azaltır ve çocukların ortaya çıkan öz düzenleme becerilerini desteklemiş olurlar.

Öz düzenlemenin, uyku ve dikkatin düzenlenmesi, duygular ve temel ihtiyaçlar ve dürtü kontrolünü içeren fiziksel, zihinsel ve davranışsal bir boyutu vardır. Bu farklı beceriler bebeklik döneminde ortaya çıkmaya başlar, ancak daha sonraki çocukluk dönemlerinde daha fazla ilerleme kaydeder.

Yeni doğanlar bile bazen kendilerini sakinleştirebilir ve dışarıdan yardım almadan dikkatlerini düzenleyebilirler, böylece bilişsel ve duygusal öz-düzenleme için temel bir kapasiteleri oluşur.

Duygusal Gelişim

Duygusal gelişimde; önce bedenle ilgili duyguları, ardından temel duyguları ve son olarak da kendini tanıma ve sosyal normlar hakkında bilgi gerektiren suçluluk, gurur veya utanç gibi karmaşık duyguları öğreniriz. Duygular yaşla birlikte daha farklı ve bilinçli hale gelir. Zihinsel konuşma da dahil olmak üzere bilişsel gelişim ve dil gelişimi, duygu deneyimi ve duygu ifadesinde kritik bir rol oynar.

Yenidoğanlar açlık, yorgunluk, acı veya iğrenme gibi temel duyguları ifade edebildikleri gibi, olumsuz veya olumlu uyarılma, merak, zevk ve heyecan gibi psikolojik durumları da ifade edebilirler.

Temel duygular bir süre sonra farklılaşır. Bebekler artık çeşitli derecelerde rahatsızlık, öfke veya korku, zevk veya şaşkınlık yaşayabilir ve belirli kişilere veya nesnelere karşı sevgi dolu tutumlar geliştirirler.

İlk Eğitim ailesine katılmak isteyen veya hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak isteyen ebeveynlerimiz ve eğitmenlerimiz; web sitemizde yer alan başvuru formlarını doldurarak bize ulaşabilirler.

Leave a comment

× Whatsapp