Dil Nedir? Konuşma ve Dil Gelişimi Neden Önemlidir?
Erken Çocuklukta Dil Gelişiminin Evreleri Nelerdir?
Dil Gelişimini Destekleme Stratejileri
İlk Eğitim: “Çocuğunuzun çevresindeki yetişkinlerin, onun dil gelişimini doğru bir şekilde desteklediklerinden emin olun!”
Dil Nedir? Konuşma ve Dil Gelişimi Neden Önemlidir?
Dil; kendine özgü kuralları olan ve bu kurallar çerçevesinde gelişen, insanlar arasında iletişimi sağlayan, sözel veya yazılı formda geliştirilmiş olan, sesler ve sembollerle örülü bir anlaşma sistemidir. İnsanı insan yapan en temel özelliklerin başında gelir. Dil; insana özgü düşüncelerin, duyguların, deneyimlerin ve bilginin öğrenilmesinde/aktarılmasında kullanılan en güçlü iletişim aracıdır. Günlük yaşamın vazgeçilmez ve bütünleyici bir parçası olan dil; yetişkin bireylerde 50.000 ile 100.000 arası terimi ve pek çok kelimeyi üreten bir sesli işaretler sistemidir. Oldukça karmaşık bir kavram olan dil, beyin gelişimiyle doğrudan ilgilidir. Beyin ve dil arasındaki bağlantıyı “Sinirdilbilim” ve tıp alanında “Sinirbilim” araştırmaktadır.
Dil bilimi ise; dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından inceleyen bilim dalıdır. Her dil, evrensel olarak kabul edilen bileşenlerden oluşur ve dil bilimciler bu bileşenler çerçevesinde inceleme yaparlar: Bunlar; sesleri inceleyen Ses Bilgisi (fonoloji), kelimeleri inceleyen Biçim Bilimi (morfoloji), cümleleri inceleyen Söz Dizimi (sentaks), anlamı inceleyen Anlam Bilimi ( semantik) ve dilin kullanıldığı bağlamı inceleyen Edim Bilimi (pragmatik).
İnsanın dil ile tanışması doğum öncesi döneme dayanır. Bebek anne karnındayken çevreden gelen sesleri duymaya başlar. Yani anne karnındaki fetüs, ilk sözlü uyarıları ebeveynlerinden ve çevresinden alır.Doğduğunda daha önce sonra duyduğu seslere aşinadır ancak dil gelişimi, çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte ilerleyen bir süreçtir. Bebek; doğumla beraber çevresiyle etkileşime geçer, çevresel uyaranları algılayıp tepki göstermeye ve duyduğu sesleri taklit etmeye yönelir. Özetle, çocuk doğumdan itibaren dili kullanma ve çevresiyle iletişim kurma eğilimindedir.
Erken çocuklukta dil gelişimi, çocukların ileriki sosyal ve akademik yaşamlarını doğrudan etkileyen en öncelikli ve önemli gelişim alanlarından biridir. Erken çocukluk dönemi (okul öncesi dönem), çocuğun dili kullanarak çevresini keşfettiği ve dil aracılığıyla kendini ifade etmeye çalıştığı bir dönem olarak kabul edilir.
Dilde “edinme” ve “öğrenme” kavramları sıkça birbirleri yerine kullanılır. Oysa bu iki terim, birbirlerini besleseler de oldukça farklıdır. Çocuklar, henüz dil bilgisi kurallarından habersiz oldukları bilinç düzeyindeyken “dili edinirler”. Dil edinimi sürecinde kendilerine söylenenleri tekrar ederler, neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu hissederek ilerlerler. Bir dil edinmek için çocuklar; genellikle anne, baba, aile yakınları, okul öncesi dönemdeki öğretmenleri/eğitmenleri ya da bakıcıları gibi iletişim kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Dil öğrenimi ise, dilin kurallarının öğretimi ile sağlanır. Dil öğrenme, erken çocukluk dönemine uygun değildir çünkü dil öğrenme, öğrencilerin yeni dil hakkında bilinçli olduğunu ve bu bilgi hakkında konuşabileceğini öngörür. Erken çocukluk döneminde dil gelişimini başarılı bir şekilde tamamlayan çocuklar, okul döneminde dili öğrenme konusunda daha avantajlı olurlar.
Konuşma, dil ve iletişim, çocuklar için kritik gelişim alanlarıdır. Bu hayati beceriler, sağlıklı bir yaşam sürmemiz için vazgeçilmezdir; dünyamızı ve etrafımızda olup bitenleri anlamamıza, temel ihtiyaçlarımızı ve duygularımızı iletmemize, sohbet etmemize, düşünmemize ve öğrenmemize, ilişkiler geliştirmemize, sorunları çözmemize ve daha pek çok şeye yardımcı olurlar. Ayrıca bilişsel, sosyal ve okuryazarlık gelişimi dâhil olmak üzere gelişimin diğer birçok yönünü de desteklerler. Çocukların okul çağına geldiklerinde okumayı öğrenebilmeleri için önce konuşmaları, dillerini geliştirmeleri gerekir ve dil, bilginin öğretmenlerden öğrencilere aktarılmasının, öğrenilmesinin ve anlaşılmasının ana yoludur. Bu yüzden, çocukların erken çocukluk döneminde dil edinimi için belli evreleri başarıyla tamamlamış olması hedeflenmelidir. Böylece okul sürecinde etkili bir şekilde öğrenebilirler.
Dil gelişimi oldukça karmaşıktır. İyi haber şu ki, çocuklar bunu yapabilmek için programlanmıştır; ancak onların “dil edinimi sürecini başlatabilmek” için yetişkinlerden çok fazla uyarana ihtiyaçları vardır. Bu uyaranların gerçek bir insandan, doğrudan ve yüz yüze olması gerekir; çünkü çocuklar, “eğitici içerik” olsa bile etkileşime geçemedikleri televizyondan veya bilgisayar oyunlarından dili etkili bir şekilde edinemezler. Aynı zamanda bu uyaranların, çocuğun yaşına uygun şekilde dil gelişimini destekleyecek doğru araçlarla ve yöntemlerle sunulması da önemlidir.
Sonuç olarak, bir çocukla (veya bebekle) ne kadar çok konuşur ve dilini doğru şekilde desteklersek, o kadar çok ilerleme kaydeder. Hem ebeveynler hem de erken çocukluk döneminde çocuğun gelişimine destek olan diğer yetişkinler, dil ediniminin aşamalarını kavrayarak bilinçli bir şekilde hareket ederlerse çocukların dil gelişimini iyileştirmeye yardımcı olmada önemli bir rol oynayabilirler.
Erken Çocuklukta Dil Gelişiminin Evreleri Nelerdir?
Erken çocukluk döneminde dil gelişimi, çeşitli evrelerden geçme eğilimindedir. Çocuklarda dil edinimini zaman faktörüne bağlı olarak tanımlamak ve bu evreleri göstermek için bir sınıflandırma oluşturmuştur. Bu sınıflandırma öncelikle “konuşma öncesi dönem” ve “konuşma dönemi” olarak ikiye ayrılır. Her iki dönemdeki bu evreleri anlamak, yani dil gelişiminin her bir dönüm noktasını fark etmek; ebeveynlere ve erken çocukluk eğitimcilerine çocukların konuşma ve dil gelişimi için doğru stratejileri seçmeleri konusunda yardımcı olur.
Dilin gelişim evreleri:
Konuşma öncesi dönem
Yeni doğan (ağlama)
Gığıldama (2-3 ay)
Mırıldanma/Babıldama (3-6 ay)
Mırıldanmanın tekrarı (6-9 ay)
Ses, kelime (9-12 ay)
Konuşma dönemi
Tek kelime (12-18 ay)
İki kelimeli ifadeler (18-24 ay)
Üç ve daha fazla kelimeli ifadeler (2-3 yaş)
Gramer kurallarına uygun konuşma (3-6 yaş)
Konuşma öncesi dönem:
Yeni doğan (ağlama)
Ağlama, dil gelişiminin ilk basamağıdır. Bebeğin doğumla birlikte çıkardığı ilk ses olan ağlama sesi, fizyolojik açıdan “çocuğun nefes alması” olarak değerlendirilir. Bebekler ağlarken büyüdükçe kullanacakları çeşitli sesleri bilinçsiz bir şekilde çıkarırlar. Ağlama, bebeklerin istemsizce ve rahatsızlıklarını ortaya koymak için verdikleri bir tepki olarak kabul edilir. Ancak ağlama bundan daha fazlasıdır. Ağlama, aynı zamanda bebeğin anne ve babasıyla, çevresiyle iletişim kurma ihtiyacını gösteren bir araçtır.
Gığıldama (2-3 Ay)
Ağız-kas kontrolü gelişiminin sürdüğü bu dönemde bebekler, basit seslere ve rahatsızlıklarını ifade eden seslere ek olarak mutluluklarını ifade eden sesler de çıkarırlar. Rastgele ortaya çıkardıkları “a, o, u” seslerini uzatır ve zaman içinde bu seslere “h” sesini de ekleyerek “ah, uh” şeklinde sesler üretirler. Bunların yanı sıra “g, k, s” gibi damak seslerini de çıkarırlar.
Mırıldanma/Babıldama (3-6 Ay)
Bebekler bu dönemde ses sistemleri üzerinde kontrol kazanmaya başlarlar. Dördüncü aydan itibaren seslerle deneme yaparlar ve ses üzerindeki kontrolleri her geçen gün artar. Bu evredeki bir bebeğin, altıncı aya doğru “ünlü sesleri ünsüz sesler ile birleştirerek” ilk kelimelerini (ma-, da-da, ba-, de-de gibi) ortaya koyduğu kabul edilir.
Mırıldanma/Babıldama Tekrarları (6-9 Ay)
“Ses oyunlarının tekrarı” olarak da ifade edilen bu evrede, bebeklerin çıkardığı sesler hece üretimine doğru gelişir. Bebekler, altıncı ay civarında birbirine benzeyen, türe ya da bölgeye göre farklılık göstermeyen evrensel sesler çıkarmaya başlarlar. Kendi isimlerinin farkına varırlar ve sıklıkla tekrar edilen ‘anne’, ‘baba’, ‘dede’ gibi sözcükleri tanırlar. Eğer çocuğun çevresinde olan anne, baba, aile büyükleri ve eğitimden/bakımdan sorumlu diğer kişiler, bu sesleri tekrar ederlerse veya tepki verirlerse çocuğun eğlenceli bir deneyim yaşamasına ve konuşma kazanımına destek olabilirler.
Konuşma Dönemi:
Konuşma dönemi; ses-kelime dönemi (9-12 ay), tek kelime dönemi (12-18 ay), iki kelimeli ifadeler dönemi (18-24 ay), üç ve daha fazla kelimeli ifadeler dönemi (2-3 yaş) ve gramer kuralarına uygun konuşma dönemi (3-6 yaş) olmak üzere beş evreden oluşmaktadır.
Ses, Kelime (9-12 Ay)
Bu evredeki bir bebek, akıcı sesler çıkarmaya başlar. Sık sık mırıldanır ve yetişkin konuşmasını andıran uzun diziler oluşturur. Bu diziler, onlar için âdeta kelimelerin yerini tutar; anlaşılmayan ancak belli bir ritme sahip olan, düz cümle ya da soru cümlesini anımsatan sesleri içerir.
Tek Kelime (12-18 Ay)
Bu evre, dil gelişiminin başladığını hissettiren ilk evredir. Holofrastik (Holophrastic) aşama olarak da tanımlanmaktadır. Bu evredeki bir çocuk, sık kullanılan kelimeleri söylemeye başlayabilir. On ikinci ay civarında çocuklar, duydukları kelimeleri tekrar etmeye başlarlar. Çocuklar, bu tek kelimeleri “ilişkilendirme ve deneyim” yoluyla kavrarlar. Örneğin, bir çocuğun babası kıvırcık saçlı ise çocuk bütün kıvırcık saçlı erkeklerin babası olabileceğini varsayarak sokakta gördüğü bir erkeği işaret ederek “Baba!” diyebilir. Henüz tam olarak olmasa da çocukların kelimeleri anlamaya başladığı bir evredir. Çocukların ilk kelimelerini söyledikleri bu dönemde, kelimeler âdeta cümle değerindedir. Örneğin, çocuk “baş baş” diyerek “dışarı çıkma” isteğini ortaya koyabilir. Duygularını veya isteklerini tek sözcüğe sığdırmayı başardıkları bu evrede, bebeklerin kelime haznesi hızla gelişir. Alıcı dilin ifade edici dilden daha hızlı geliştiği, yani kavram gelişiminin dil gelişiminden daha hızlı ilerlediği bir evredir.
İki Kelimeli İfadeler (18-24 Ay)
Bu dönem “Telgrafik Konuşma” ve “Konuşmanın Ortaya Çıkışı” dönemi olarak da bilinmektedir. Çocukların bu evrede kelime öğrenme hızı oldukça yüksektir. Çocuk, on iki ay civarında birkaç kelime söyleyebilirken iki yaş civarında bu sayı artar ve çocuğun kelime haznesi elli-yüz arasında kelimeye ulaşır. Bu evredeki bir çocuk, her gün bildiği kelimelere yeni kelimeler ekler ve zaman içinde iki kelimelik cümleler kurmaya başlar. Tek kelime döneminde olduğu gibi bir ifadeyi pek çok anlamda ve amaçta kullanabilir. Çocuğu yakından gözlemleyen yakın çevresi, çocuğun kelimeleri kullanım amacını ve ne istediğini çözebilir, onunla rahatça iletişim kurabilir.
Üç ve Daha Fazla Kelimeli İfadeler Dönemi (2-3 Yaş)
Çocuklar iki yaş civarında dil bilgisi unsurlarını kullanmaya başlarlar ve bu evredeki çocukların dil bilgisi yapısı hızla gelişir. İki buçuk ila dört yaş arasındaki çocukların konuşma ve soru sorma isteği artar. Çok akıcı olmasa da bu dönemdeki bir çocuğun üç veya dört kelimeyi bir araya getirerek cümleler kurmaya başlaması mümkündür. Çocuk, karmaşık olmayan küçük emirleri yerine getirmeye ve basit sorulara cevap vermeye başlar. Üç yaşına yaklaşırken dilin temel yapısını kavramış olur ve bildiği kelimeleri doğru bir şekilde kullanma becerisini ortaya koyar.
Gramer Kurallarına Uygun Konuşma Dönemi (3-6 Yaş)
Bu evredeki çocuğun kullandığı/bildiği kelime sayısı bin olarak kabul edilir; söylediklerinin büyük bir bölümü anlaşılırdır. Ana dilinin temel yapısını kavradıkları ve “benmerkezci konuşmanın” hâkim olduğu bu evrede çocuklar, düzgün bir şekilde cümle kurmaya başlarlar. Cümle içinde özne, nesne ve yüklemi sıralı bir şekilde kullanmayı başarırlar ve bunların arasındaki ilişkiyi anlarlar. Geniş zamana, geçmiş zamana ve şimdiki zamana uygun düz cümleleri ve soru cümlelerini kurabilirler. Olumsuz ve edilgen fiilerle cümleler kurmayı da başarabilirler. Yetişkinlere yaklaşan bir konuşmaya adım adım yaklaşırlar.
Dil Gelişimini Destekleme Stratejileri
Erken çocukluk dönemindeki çocuklarınızı, dillerini geliştirmeye teşvik etmek için kullanabileceğiniz bazı stratejileri aşağıda bir araya getirdik. Bu yedi stratejiyi kendi çocuğunuzun benzersizliğini merkeze koyarak bazı değişikliklerle zenginleştirebilirsiniz. Beyin gelişimlerinin en hızlı olduğu bu kritik evrede (0-6 yaş aralığında) çocuklarınızın dil gelişimlerini desteklemek adına bilimsel kanıtlara dayanarak yapacağınız her şey veya atacağınız her adım, onları ileriki hayatlarına hazırlayan muhteşem birer hediyedir.
İyi Bir Rol Model Olun
Çocuklar genellikle yakın çevrelerindeki yetişkinleri gözlemleyerek ve onları taklit ederek öğrenirler. Bu yüzden mümkün olduğunca doğru konuşmayı ve doğru dil becerilerini modellediğinizden emin olmanız gerekir.
Doğru rol model olmak için şu tavsiyelerimizi dikkate alabilirsiniz:
Yavaş konuşun, böylece çocuğunuzun verdiğiniz bilgileri net ve sakin bir şekilde algılamak için zamanı olur. Dilin karmaşık dünyasında kaybolmaması için -özellikle ilk yaşlarında- kısa cümleler kullanmaya özen gösterin. Göz teması kurun ve sizi rahat bir şekilde gözlemlemesine izin vermek için çocuğunuzun boy seviyesine inin. Doğru telaffuz ve doğru cümle yapısını modellediğinizden, her bir kelimeyi ve sesi telaffuz ettiğinizden emin olun(örneğin, “yapcam” demek yerine “yapacağım” demek gibi). Böylece çocuğunuzun konuşmayı doğru bir şekilde öğrenmesine yardımcı olursunuz. “Bebek sözcükleri” kullanmamayı alışkanlık haline getirin. Eğer siz bebek sözcükleri kullanmayı alışkanlık haline getirirseniz çocuklarınızın kelimelerin yetişkin versiyonlarını başkalarından bir şekilde öğrenmeleri gerekecektir. Bunun yerine sizden öğrenerek dil/konuşma gelişimlerini hızlandırmaları mümkün olur. Çevrenizdeki nesneleri ve eylemleri ona daha fazla kelime öğretmek için birer fırsat olarak görün.Nesneleri tanımlayıcı ifadelerden de faydalanın. Örneğin, “Şu köpeğe bak!”, “Bu, çok güzel bir resim!” gibi cümleler kurun. Çocuğunuz sizinle konuşurken dikkatlice dinleyin ve sözünü kesmeyin. Soru cümlelerinizden sonra cevap vermesi için duraklamaya özen gösterin. Böylece ona hem dinlemeyi hem de konuşmanın sıralı bir eylem olduğunu öğretebilirsiniz. Konuşurken mimiklerden de faydalanarak onlara duyguları ifade etmenin farklı yollarını gösterin.
Ona Okuyun
Erken yaşlarda çocuklarımıza kitap okumak dil gelişimi için son derece etkilidir. Mümkünse her gün kitap okumaya çalışın (kitap okumak altı aydan küçük bebekler için bile yararlıdır, ancak özellikle 2-6 yaş arasında çok etkilidir). Okurken kelimeleri işaret edin. Bu, çocukların konuşulan kelimeyi yazılı kelimeye bağlamasına ve okuryazarlık gelişimine yardımcı olur. Çocuğu konuşmaya teşvik etmek için okuduğunuz her sayfa hakkında konuşun. Kitapları okurken her karakter için farklı bir tonlama kullanın, resimleri göstererek ve çocuğun bundan sonra ne olacağını tahmin etmesine izin vererek onu kitaba dâhil edin. Çocuğunuz, aynı kitabı tekrar tekrar okumanızı isteyebilir. Bu isteğini yerine getirin (Bu, çocukların dili gerçekten özümsemelerini sağlamak ve cümleleri sizin için bitirip bitiremeyeceklerini test etmek için harikadır). Çocuğunuz büyümeye başladıkça en sevdiği kitapların yanı sıra kelime dağarcıklarını genişletmek için farklı konularda çocuk kitapları da okuyun. Onunla bilmediği kelimeler hakkında konuşun, ona kelimelerin ne anlama geldiğini bilip bilmediğini sorun ve bilmiyorsa açıklayın.
Onunla konuşun
Bir çocukla mümkün olduğunca çok konuşmak ve koşulsuz sevginizi sunarak iletişim kurmak, onun dil gelişimine yardımcı olacaktır. Çocuğunuz sizinle konuşamasa bile onunla konuşmalısınız. Doğumdan itibaren, ne yaptığınız hakkında sohbet etmeli ve ona sorular sormalısınız, çıkardığı seslere sanki bir cümle söylemiş gibi cevap vermelisiniz. Böylece ona konuşmanın nasıl gerçekleştiğini modellemiş ve aşina olması için onu birçok kelime ve cümle yapısına maruz bırakmış olursunuz. Konuşmanızı daha da etkili kılmak için şunları düşünün: Ebeveynler bebekleri ile konuşurken farklı ve özel bir ses tonuyla konuşur. Buna bebek dili denir. Bebek dilini konuşan anne ve babanın sesi tiz, yüksek perdeden olur. Yüzlerindeki ifadeler de biraz abartılıdır. Sevgi yüklü bir tür teatral iletişim gibi düşünün. Bebeklerin bebek diline uyum sağlamaları ve söylediklerinizi dinlemeleri daha olasıdır, böylece dil gelişimlerini hızlandırırlar. Konuşmadan önce dikkatini çekmek için çocuğunuza ismiyle hitap edin (ve ona ismini öğretin). Çocuğunuzun söylediklerini tekrar edin ve onu doğru haliyle bir cümle içinde kullanın. Örneğin, “Ababa” derse, “Evet, şuradaki kırmızı arabaya bakın.” diyebilirsiniz. Çocuğa tam cümleler vermek, dil bilgisi hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olur.
Paralel konuşmadan faydalanın. Paralel konuşma; çocuktan yanıt beklemeden ve çocuk ile aynı ortamda olduğunuzda, çocuğun yaptıklarının çocuğun dil beceri düzeyine uygun bir biçimde sözel olarak ifade edilmesidir. Bu konuşma ile çocuğun yaptığı şeyin ne olduğunu duymasını sağlamış ve o anki deneyimini anlamlandırmasına yardımcı olursunuz. Örneğin, “Bugün bu güzel mavi elbiseyi giyiyorsun.”, “Oyuncak araban ve zürafan ile oynuyorsun.” gibi cümleler kurabilirsiniz. Bunun yanı sıra kendi kendine konuşma strajesinden de faydalanabilirsiniz. Örneğin, “Oyuncakları topluyorum çünkü eve gitme vakti geldi.” gibi cümlelerle kendi eylemlerinizi nedenleri ile anlatabilirsiniz.
Çocuğunuz dili kullanırken hata yaptığında onu yine de takdir etmelisiniz. Dil gelişimi zaman alan zor bir süreçtir. O hata yapsa bile çabasından ötürü zaman zaman “Aferin” ile ödüllendirebilirsiniz. Ardından hatasını düzeltmek için onun söylediklerini tekrarlayabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz “Onun var” derse eksik kelimeyi bularak “Evet, onun bir köpeği var” diyebilirsiniz.
Çocuğunuz için planlı bir konuşma takvimi de belirleyebilirsiniz. Kelimeler günlük hayat içinde doğal olarak karşınıza çıkacaktır ancak biraz planlama da yaparak dil gelişimini hızlandırabilirsiniz. Örneğin, bu altı ay içinde günlük rutinler, hayvanlar, insan vücudunun bölümleri, yiyecekler-içecekler, renkler üzerine çalışmaya karar verebilirsiniz. Bu planınızı kitaplar, oyunlar ile destekleyebilirsiniz. Çocuğunuzla bol bol konuşun. Onun dil gelişimini yakından takip edin ve gelişim seviyesine göre konuşmalarınızı zenginleştirin.
Onunla Şarkılar Söyleyin
Çocuk şarkılarının dayanılmaz tatlılığına kendinizi kaptırın. Çünkü şarkılarla buluşmak, özellikle bebekler ve küçük çocuklar için çok eğlencelidir ve aynı zamanda çok önemlidir. Sesleri ayırt etmeleri, ezberlemeleri, hafızalarını geliştirmeleri ve kelime dağarcıklarını genişletmeleri için onları şarkılarla destekleyerek dil gelişimlerine gerçekten yardımcı olabilirsiniz. Okumada olduğu gibi, bir şarkı satırının sonundan önce duraklayın, çocukların boşluğu doldurmasını sağlayın – örneğin, “Küçük kurbağa, küçük kurbağa… (kuyruğun nerede)”- Hem siz söyleyin, hem birlikte söyleyin hem de ona çeşitli araçları -YouTube, müzik cd’leri, müzikli oyuncaklar… vb.- kullanarak çocuk şarkıları dinletin. İster uydurduğunuz ister hazır şarkılar olsun… Onu bebekliğinden itibaren şarkılarla, ninnilerle buluşturun. Şarkılarla çocuğunuzun hem eğlenmesini hem de dil becerilerini geliştirmesini sağlayın.
Onunla Oynayın
Oyunlar harika dil aktiviteleridir. Çocuklar en etkili oyunlar aracılığıyla öğrenirler. Yaşlarına uygun, merak uyandıran oyunlarla çocuğunuzun dil gelişimini destekleyebilirsiniz. Erken çocukluk döneminde hayatınızı çocuğunuz için oyunlarla sarmalayın. Çünkü oyunlar, çocukların sadece dil gelişimlerini desteklemekle kalmaz; onlara pek çok hayati beceri kazandırır. Kutu oyunları, rol oyunları, obje saklama oyunları, yaşlarına uygun tahmin oyunları, bulmaca gibi pek çok oyun türünü hayatınıza dâhil edin.
Oyun oynamak için illa hazır oyuncaklar gerekli değildir. Oyunları siz de yaratabilirsiniz ya da daha da iyisi çocuğunuzun yarattığı oyunlarda ona eşlik edebilirsiniz. “Dört bacağım var ve ben evcil bir hayvanım. Havlamayı severim. Peki, ben kimim?” gibi sorular bularak tahmin oyunları oluşturabilirsiniz veya oyunları çocuklarınızla beraber yaratabilirsiniz. Rol yapma oyunları, çocukların kelime dağarcıklarını zenginleştirmek için birebirdir. Çocuklar, rol oyunları ile hayatı taklit ederler. Sevdikleri bir kitap kahramanı gibi ya da kendi hayal ettikleri bir karakter gibi giyinip kendi hikâyelerini yazarlar. Bu hikâyenin içinde siz de yer alarak ona dil gelişimi için destek olmanın yaratıcı pek çok yolunu bulabilirsiniz. Çocuğunuzun başlattığı ve başrol olduğu rol oyunlarına yan karakter olarak katılabilirsiniz. Örneğin, o doktoru oynarken “Ben senin hastan olabilirim. Ne dersin?” deyip doktorculuk oyununa katılabilirsiniz. Böylece çocuğunuzu bilmediği yeni kelimelerle buluşturma, birlikte terimleri keşfetme ve bir yandan da onunla sohbet etme fırsatını değerlendirmiş olursunuz.
Tekerlemeleri Keşfedin
Tekerlemeler, tıpkı şarkı söylemek gibi dil gelişiminin anahtarıdır. Tekerlemeler, bize hayatın ritmini hatırlatır ve bu yüzden herkes tarafından çok sevilir. Dilin gelişimine önemli katkılar sağlayan, okumayı sevdiren, kafiyeli, şiirsel ifadelerdir. Oyunların da vazgeçilmez unsurları arasında yer alan çocuk şarkıları, çocuk şiirleri ve tekerlemeler; çocukta sadece dilin gelişimini değil, duyguların ve hayal gücünün gelişimini de destekler. Seçtiğiniz tekerlemelerin çocuğunuzun yaşına, dil gelişim seviyesine uygun ve akılda kalıcı olmasına, argo ifadeler içermemesine özen gösterin. Onu doğru tekerlemelerle buluşturmak için kitaplardan faydalanabilirsiniz. Tekelemeleri birlikte söyleyip, ezberleyebilirsiniz ve tekerlemede anlatılmak istenenler üzerine çocuğunuzu düşünmeye teşvik edecek sorular sorabilirsiniz.
Dil Zengini Bir Ortam Yaratın
Çocuğunuzun dil geliştirme fırsatını en üst düzeye çıkarmak için, ona sunduğunuz ortamın kaliteli iletişime elverişli olduğundan emin olun. Bu şu anlama gelir: Olabildiğince düzenli, çocuğunuzun öğrenmesini kolaylaştıracak uyaranlarla desteklenerek dekore edilmiş, çocuğunuza odaklanmanızı sağlayan ve gereksiz gürültüden uzak bir ortam yaratmak. Araştırmalar, düzenli odaların çocukların daha iyi öğrenmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Çocuğunuzun odasındaki duvarlara renkli, kelimeleri ve görselleri eşleştiren, bakılması ilginç (bunaltıcı olmayan) görüntüler asın. Odasında yaşına uygun ve merak uyandıran kitapların, oyunların ve oyuncakların bulunmasına gayret edin. Ev ortamınızda çocuğunuzla kuracağınız iletişimin, televizyon gibi gürültü yaratan araçlarla veya eve gelen misafirlerin yüksek sesli sohbetleri ile zedelenmesine izin vermeyin.Çocuğunuzla iletişiminizi kolaylaştıracak sessiz alanlar yaratın. Örneğin, bir oyun çadırı çok faydalı olur. O çadırın içinde sadece birbirinize odaklanarak kitaplar okuyabilir ve oyunlar oynayabilirsiniz.
Yukarıdaki yedi stratejinin size çocuğunuzun dil gelişimini desteklemek için iyi bir başlangıç noktası sağlayacağını umuyoruz. Daha fazlasını sizler de keşfedebilirsiniz.
İlk Eğitim: “Çocuğunuzun çevresindeki yetişkinlerin, onun dil gelişimini doğru bir şekilde desteklediklerinden emin olun!”
Sevgili ebeveynler,
İlk Eğitim’i; çocukların doğuştan gelen meraklarını tetiklemek, onlara “kendi evlerinin rahatlığında ve uzman eğitmenlerin rehberliğinde” oyunlarla öğrenme ve böylece dillerini, iletişim becerilerini en iyi şekilde geliştirme fırsatı sunmak için kurduk. Ebeveyn olarak yaşadığımız olumsuz tecrübeleri kendimize rehber edindik, hatalarımızdan öğrendik. Örneğin, dil gelişiminin çocuklarımızın çevresindeki yetişkinlerle doğrudan bağlantılı olduğunu bizzat deneyimledik. Ana dili farklı olan ve sizin ana dilinizi yeterince iyi konuşmayan bir bakıcının ya da şefkatsiz/ilgisiz bir bakım hizmetinin çocuğunuzun ana dili ve iletişim becerilerinin gelişim süreçlerine yarardan çok zarar sağladığını yaşayarak anladık ve hemen alternatif çözümler aradık. Tatmin edici çözümler bulamayınca, çözümü yaratmaya ve İlk Eğitim’i kurmaya karar verdik.
Çocuğunuzun, okul öncesi dönemde dil gelişiminde bir problemden şüpheleniyorsanız harekete geçmeniz önemlidir. Çünkü gecikmiş dil gelişimi, çocuğunuzun ileriki yaşamında öğrenmede ve arkadaş edinmede zorluklar yaşamasına, davranış problemleri sergilemesine neden olabilir. Öte yandan, erken müdahale -çocuğunuzu önce sorunun sebeplerini tespit etmesi için bir çocuk hekimi ile ve ardından doğru eğitmenlerle buluşturmak- çok etkili bir yardım sağlayabilir. Bu tür bir müdahale, dil gelişimindeki gecikme veya bozukluğun etkilerini hafifletebilir. Bir dil sorununun belirtileri şunlar olabilir: Çocukta dikkat eksikliği, zayıf göz teması, konuşmadan kaçınmak, uzun bir süre boyunca konuşurken sürekli olarak aynı hataları yapmak, basit görevleri veya talimatları yerine getirememek, tekerlemeleri veya basit şarkıları öğrenmede zorluk vb.
Erken çocukluk dönemi; temel becerilerin kazanılmasında en kritik dönem. Bu dönemde çocuklarınızın gelişimine destek vermenin en iyi yollarını bulmak için gayret etmelisiniz. Onların çevresindeki yetişkinlerin, dil gelişimlerini doğru bir şekilde desteklediklerinden ve çocuklarınızla şefkatle iletişim kurduklarından emin olmalısınız. Çocuklarınızın eğitimine/bakımına destek veren kişileri doğru seçmelisiniz. Gerekirse o kişileri eğitmekten, öğrendiğiniz bilimsel gerçekleri ve tavsiyeleri onlara da öğretmekten çekinmemelisiniz. Ve unutmayın, okul öncesi çağdaki çocuklarınızın gelişimi için her zaman çok iyi bir çözüm öneriniz var: “İlk Eğitim”. Sizler evle veya işle ilgili yükümlülüklerinizi yerine getirirken çocuklarınızın uzman eğitmenlerimizle buluşmalarını sağlamak için buradayız.
İlk Eğitim ailesine katılmak isteyen veya hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak isteyen ebeveynlerimiz ve eğitmenlerimiz; web sitemizde yer alan başvuru formlarını doldurarak bize ulaşabilirler.